Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası’nın (Tüm Bel Sen) Antalya Şubesi’nce düzenlenen dayanışma yemeği, Minicity Canyon Restoran’da gerçekleşti. Geceye Tüm Bel Sen üyesi belediye çalışanlarının yanı sıra, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, Çamyuva Belediye Başkanı Ahmet Çam ile siyasi parti ve derneklerden temsilciler katıldı. Gecenin açılış konuşmasını yapan Tüm Bel Sen Şube Başkanı İlhan Karakurt, AKP hükümetinin en fazla çalışanları hedef tahtasına koyduğunu söyledi. Karakurt, “Hükümetin 2023, 2071 yıllarına dair hesapları var. Ama biz bu hesapları ülkeyi milattan önce 2023, milattan önce 2071’e götüreceğini biliyoruz. Geçen günlerde 2013 yılı bütçesi Meclis’te oylandı. Bu bütçede halk yok; çalışanlar, köylüler, esnaf yok. Sadece rantiye ve sermaye kesimi var” diye konuştu.
BÜTÜNŞEHİR YASASI ELEŞTİRİSİ
Bütünşehir yasası olarak da bilinen yeni Büyükşehir Yasası’nı da eleştiren Karakurt, “Bu yasa, belediye başkanlarının yetkilerini ellerinden alarak, onları kukla haline getiren bir yasadır. Bunu kabul etmiyoruz. Belediye başkanları halkın seçtiği kişilerdir. Yasanın dayattığı anti demokratik uygulamaları reddediyoruz” dedi.
İŞÇİ-MEMUR FARKI KALMADI
Daha sonra söz alan Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, yönetime geldiklerinde işçi ile memur arasında var olan uçurumu ortadan kaldırdıklarını söyledi. Akaydın, “Memur sendikası bazı haklardan mahrumdu. Biz Tüm Bel Sen ile birlikte elele verdik ve etkisiz bir sendikal anlayıştan çıkarak memurları toplu iş sözleşmesi yapabilen bir sendika haline getirdik. Artık işçi ile memur arasında ücret farkı yok” diye konuştu.
Taşeron işçilerin yaşadığı sıkıntılara da değinen Başkan Akaydın, “Şimdi sadece taşeron işçilerin bazı sıkıntıları kaldı. Ancak bu sıkıntıların kısa zamanda çözümü mümkün değil. Çünkü taşeronlaşma, hükümet tarafından korunan bir yapı. Malesef bize bir süre daha bu sorunu yaşatacaklar” dedi.
BUNUN ADI FAŞİZMDİR
Türkiye’de işçi sınıfının 50 yıllık mücadelesinin, darbelerle kesintiye uğratıldığının altını çizen Başkan Mustafa Akaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son 50 yılın siyasi manipülasyonlarının hepsi işçi sınıfı aleyhinedir. Darbelerin ve iktidarların işçi sınıfına bıraktığı yoksulluk, zulüm ve kandır. 21 Aralık’taki kıyameti atlattık. Ama bundan sonra asıl kıyameti işçi sınıfı yaratmalı. İşçiler, giderek artan faşizme karşı bunu yaratmalı. Eğer bir ülkede başbakan, kuvvetler ayrılığından şikayet ediyorsa, öğrencileri kafa travması yaşatacak kadar dövdürüyorsa, bu da yetmezmiş gibi evlerine bile baskın düzenliyorsa bunun adı düpedüz faşizmdir. O ülkede demokrasiden söz edilemez.”
Başkan Akaydın, 23 Aralık 1930 tarihinde İzmir’in Menemen ilçesinde ayaklanan gericiler tarafından katledilen öğretmen Kubilay’ı da unutmadıklarını sözlerine ekledi.
