Liman Caddesi üzerinde kurulan bir stantta başlatılan imza kampanyasına, CHP İlçe Başkanı Avukat Umut Güneş ve parti yöneticileri katıldı.
Güneş konuşmasında; Zonguldak Milletvekilimiz Mehmet Haberal’ın, İzmir Milletvekilimiz Mustafa Balbay’ın da içinde bulunduğu 8 milletvekilimizin, 102 gazetecinin, 300’ü aşkın askerimizin, 600’ü aşkın ‘parasız öğretim istiyoruz’ diyen üniversite öğrencisinin aralarında bulunduğu binlerce yurttaşımızın cezaevlerinde çürütüldüğünü, esaret altında tutulduğunu söyledi. Halkın iradesinin parlamentoya yansımadığını belirten Güneş, şunları kaydetti: 12 Haziran 2011 tarihinde gerçekleştirilen Milletvekili Genel Seçimlerinin yıldönümünde, 1 yıl öncesinde ileri demokrasi söylemleriyle Türk halkı ve yurttaşlarımızdan oy alan destek isteyen AKP iktidarı, bırakın ileri demokrasiyi gerçekleştirmeyi ” ilerlemeyen demokrasi” anlayışlarıyla baskıcı, antidemokratik yönetim uygulamalarına hızla devam etmektedir.
Anayasamızın başlangıç kısmında ifadesini bulan ve demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan kuvvetler ayrımını, AKP iktidarı bizzat ve açıkça yok ederek,Türk milleti adına karar verecek olan bağımsız yargıyı maalesef iktidar yargısına dönüştürüp,Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu, Danıştay Yasası, Yargıtay Yasası ve referandum ile başkalaştırılan ve dönüştürülen yüksek mahkemeler nedeniyle bugün parlamentolardan çıkan yasalar üzerindeki ve idarenin eylemler üzerindeki denetimini tamamen ortadan kaldırmıştır.
2002 yılında AKP iktidara gelmeden önce 60 bin olan tutuklu ve hükümlü sayısının 130 binlere ulaşması; AKP iktidarının, temel hak ve özgürlüklere bakış açısını gösterdiği gibi, temel hak ve özgürlükler yerine, baskıcı ve despot uygulamalara ve yöntemlere başvurduğu bilinen ve yaşanan bir gerçektir.
Her türlü baskının arttığı bugünlerde bağımsız yargı, “iktidar yargısına”dönüştürülerek, tutuklamalar basmakalıp gerekçelerle artmış ve cezaevleri adeta muhalif insanların zapedildiği esir evlerine dönüştürülmüştür. Evrensel hukuk ve Türk Ceza Yargılamasında tutuklamalar istisnadır, asıl olan tutuksuz yargılamadır. Asıl olan tutuksuz yargılama iken,AKP iktidarı ve onun dönüştürdüğü iktidar yargısı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin açık kararlarını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinin ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36-38 ve 90’ıncı maddelerinin açık hükümlerine rağmen bu kararları uygulamayarak,Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları mahkemesi nezdinde en çok mahkûm edilen ülke konumuna getirmiştir.2011 yılında Türkiye 159 mahkûmiyet kararı ile 1 sırada yer alırken,121 davayla Türkiye’yi 2 sırada Rusya, 105 davayla da Ukrayna izlemiştir.Bu tablo AKP İktidarında özgürlüklere ve haklara ne kadar değer verilmediğinin, önemsenmediğinin göstergesidir.
Bu kapsamda bu uygulamalara maruz kalan sadece vatandaşlarımız değildir. Zonguldak Milletvekilimiz Mehmet Haberal’ın, İzmir Milletvekilimiz Mustafa Balbay’ın da içinde bulunduğu 8 milletvekilimizin, 102 gazetecinin, 300’ü aşkın askerimizin, 600’ü aşkın ‘parasız öğretim istiyoruz’ diyen üniversite öğrencisinin aralarında bulunduğu binlerce yurttaşımızın cezaevlerinde çürütüldüğünü, esaret altında tutulduğunu görüyoruz.
Bizler, üstünlerin hukukuna değil hukukun üstünlüğüne inanan yurttaşlar olarak böyle bir hukuk düzeni istemiyoruz.
Bizler, bu ülkede ucu AKP iktidarına dayanan soruşturmalarda, bir gecede soruşturmalardan alınan ve haklarında soruşturma açılan ve yargılanan savcı ve hâkimlerin anayasal teminatlarının çiğnendiği bir hukuk düzeni istemiyoruz.
Bizler,iktidar partisinin bir üyesi olan Adalet Bakanı’nın başkanlığını yaptığı ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kanadıyla hâkim ve savcıların bir gecede görevden alındığı ve bir gecede siyasal iktidara bağımlı yargıç ve savcıların atandığı bir yargı ve hukuk sistemi istemiyoruz.
Bizler, siyasal iktidarın devlet içerisinde cemaatleşmiş, çeteleşmiş yapıların oluşturmaya çalıştığı korku devletinin parçası haline gelen özel yetkili mahkemeler istemiyoruz.
Bizler adalet ve hukuk devleti istiyoruz
Bizler sadece kendimiz için değil, hepimiz için herkes için adalet ve hukuk istiyoruz. Değerli Milletvekilimiz, dünyanın en saygın bilim insanı Mehmet Haberal ve aydın ve çağdaş bir Türkiye için mücadele eden üreten yazan, düşünen Mustafa Balbay için özgürlük istiyoruz, diğer tutuklu milletvekilleri için özgürlük istiyoruz. Haksız ve hukuksuz tutuklamalara maruz kalan herkes için aydınlar, gazeteciler, öğrenciler için özgürlük istiyoruz.
Bizler 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinin yıldönümünde milli iradenin Meclis’te eksiksiz temsil edilmesini istiyoruz.
Halkın iradesine vurulan prangaların çözülmesini istiyoruz
Bu bağlamda tutuklu iken milletin iradesi ve kararı ile milletvekili seçilen MUSTAFA BALBAY, MEHMET HABERAL ve diğer tutuklu milletvekillerinin derhal yasal düzenlemeler yapılarak millet iradesinin tecelli edilmesi için salıverilmelerini istiyoruz. Çünkü biz onları cezaevlerinde bizleri temsil etsin diye değil T.B.M.M. temsil etmeleri için seçtik.
Bizler Halkın iradesine saygı gösterilsin istiyoruz
Vekillerimizin özgürlüklerine bir an önce kavuşarak biz halk için tüm Türkiye için Meclis’te çalışmalarını, hizmet üretmelerini ve bizleri orada milletin iradesinin tecelli ettiği o büyük çatı altında temsil etmelerini diliyoruz. Bunun için mücadele kararlılığındayız. Bu mücadele tüm Türkiye için adalet ve özgürlük mücadelesidir.
BALBAY’A, HABERAL’E VE DİĞER TUTUKLU TÜM VEKİLLERE ÖZGÜRLÜK! MİLLİ İRADEYE ÖZGÜRLÜK DİLİYORUZ.
Adalet ve özgürlükler için bir imza da siz verin!
CHP olarak Aydınlık günler için hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.
CHP varsa herkes için var.” dedi.