Yılların sonu 2000’li yılların başında cereyan eden, pos modem darbe olarak Türkiye yakın tarihinin demokrasi adına Kara günleri diyebileceğimiz 28 şubat sürecinin içerisinde milli gençlik vakfının kapatılıp yüzlerce gayri menkullerine el konulmasının ardından dünyaya gelmiş olan, bir gençlik hareketinin sözcüsü olan Anadolu gençlik dergisinin il temsilciliği görevini başarıyla sürdüren Ramazan Metin’le yaptığımız güzel söyleşinin okurlarımıza farklı bir bakış açısı kazandıracağını düşünüyorum. Şu anda ülkemizden 81 il ve tüm ilçelerinde temsilcilikleri bulunan, Anadolu gençlik dergisinin Antalya’mızda da merkezde olduğu gibi Kaş’tan Gazipaşaya on dokuz ilçede de temsilcilik ağını oluşturmuş, Antalya genelinde binlerce insana Türkiye genelinde on binlere, dünya genelinde ise milyonlara hitap eden, aylık olarak yayın hayatına devam eden ilmi, içtimai, edebi, haber ve yorum dergisi olarak okurlarıyla buluşmaktadır. Konuğumuz Ramazan beyde bu muhteşem çalışmanın Antalya saç ayağını oluşturan, mümtaz, mütevazi ve bir okkalarda başarılı kimliği ile bizimle.
Sayın Ramazan Metin; 1978 Malatya doğumlu, ilköğrenimini Yeşiltepe Ahmet Parlak ilköğretim okulunda, orta ve lise Malatya İmam Hatip Lisesi’nde, yüksek öğreniminde İnönü Üniversitesi İlahiyat fakültesinde tamamladı. 5 yıl kadar İnönü Ünv. Tıp fakültesi, bünyesinde sözleşmeli personel olarak hayata atılan sayın metin 2005 yılında Antalya’ya yerleşerek, ticari hayatına start verdi. Şuan aktif ticaretin içerisinde, eğitimden, basın yayına, inşaattan, emlak birçok ticari aksiyonları bulunan konuğum, evli altı yaşında kendi değimiyle tek göz ağrım diye hitap ettiği bir çocuk babası.
-Ramazan bey ticari aktivitelerin içerisinde, neden Anadolu Gençlik Dergisi?
Sayın Yerdelen bizim için bütün ticari işlerimiz tabi ticari işlerimiz derken, buda bir yerde bizim ticari işimiz fakat bu bizim ticari işimiz haricinde sevdamızdır. Sevdamızdır deyince, bu sevdayı açıklamadan geçmek doğrusu yanlış olacağı kanaatindeyim; zira bunları açıklamadan geçersek sorunuzunda hakkını vermemiş oluruz. Dünyanın gidişine şöyle bir bakalım, dünün sömürgecileri bugün de iş başındalar. Dünün haçlıları bugünde farklı farklı isim vefarklı cemiyetler adı altında, yine dünyayı sömürmeye devam ediyorlar. Çok uzaklara gitmemize gerek yok, şöyle etrafımıza bakalım işte Filistin Örneğin, ya ırak, Libya, Mısır ateş topu haline gelen Suriye sizlerde yakinen takip ediyorsunuz ki yakın çevremizde cereyan eden bu hadiselerin, tamamıne bir tesadüf nede şövalyelik yapan Amerika, İsrail ve bunların yandaşlarının iyilik harekâtıdır. Nede konuşulduğu gibi halkların kendi başlarına organize olarak yapılmış olan bir kurtuluş, direniş harekâtıdır. Gelmiş olduğumuz süreçte bu bahsedilen senaryolar üç altı yaş çocuk grubunun dahi inanmayıp alayla güleceği Siyonizm’in dünya genelinde egemenliğini ve sömürgesini devam ettirme harekâtı olduğunu anlaya bilmemiz için, herhalde konusunda uzman profesör ya da birilerinin kapısını aşındırdığı, cahil, zalim ne yaptığını bilmeyen medyumlardan olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Sayın Yerdelen daha müsait ortamlarda dünya konjektörünü sürekli konuştuğumuz gibi elbette sizler aracılığıyla kamuoyunun gündemine taşıyacağız. Şimdi birde kendi ülkemize bakalım:
Bizler daha dün binlerce asker topluluğunda oluşan ordumuzun yol kenarından geçerken herhangi bir bahçenin içerinde bir tane meyveye tenezzül etmeyen, kendisi siftah edince yanındaki komşusu siftah etsin ve para kazansın diyen gayret eden ahilik duygusu oturmuş esnaflarımızla ve bunun gibi yüzlerce örnek saya bileceğimiz şerefli, hasiyetli, onurlu ve başarılı kimliğiyle övündüğümüz, ecdadımızın torunları olarak üzülerek söylüyorum ki bizim olmazsa olan önce ahlak ve maneviyat düsturunu hiçe sayan bir topluluk haline gelmişiz. Bugün, dün adını ve işlevselliğini dahi bilmediğimiz alkol, uyuşturucu, sigara gibi nesillerin bozulmasına vesile olabilecek kötü alışkanlıkların gençler arasında çığ gibi yayıldığı, evlatların annesini hunharca katlettiği anasından ve babasından utanan gençlerin yeryüzünde yaygınlaştığı ilmin ve bilginin yerini internet esaretinin aldığı, farklı farklı meşreple ve ırklara dış mihrapların oyunlarına gelinerek kardeşin kardeşi öldürdüğü günleri maalesef istemesek te yaşamaktayız. Bu olumsuzluklar bizim yaşamış olduğumuz dönemlerde dünyada ve ülkemizde cereyan eden hadiselerden dillendire bildiğimiz sadece bir kaç tanesi, hani vaktimiz olsa da maddeler halinde tek tek sıralaya bilsek fakat, sizlerin de bizlere ayırmış olduğunuz sütunlara da saygı göstermemiz gerektiği kanaatinde olduğum için konuyu çok dağıtmak istemiyorum.
Sayın Yerdelen bunları konuştuktan sonra vatanını milletini dinini ve kendisinden sonra gelecek olan nesillerini seven bir baba, bir vatandaş, bir genç olarak kendi işlerime bakarım diye bilmemiz mümkün olabilir mi sizce. Yukarıda bahsettiğim tüm olumsuzluklara karşı teşkilatlanarak mücadele eden, dünyanın en güçlü harekatı olan milli görüş harekatının “genç idealleri uğruna fedakarlık yapan kişinin adıdır diyerek gençler arasındaki olumsuzluklarla mücadele eden aylık bir yayın organı olduğunu bildiğim ve inandığım için bu derginin temsilciliğini yürütmeye gayret gösteriyorum”
-Teşekkür ediyorum Sayın Metin sormam gereken birçok sorunun cevabını sormama gerek kalmadan almış bulunuyorum. Sizin artık geleneksel hale gelmiş olan 31 Aralık Mekke’nin fethi ve kuran ziyafeti programınız var. İsterseniz birazda bize onunla alakalı bilgi verir misiniz?
Sayın Yerdelen Mekke’nin fethi etkinlikleri Anadolu gençlik dergisi, Antalya temsilciliğinin ve aynı zamanda genel merkezimiz nezdinde Türkiye genelinde, seksen bir il ve hemen hemen bütün ilçelerde 31 Aralık tarihi o kutlu gün olan müminlerin tarihte eşine benzerine rastlanmamış hiç kan dökülmeden peygamberimizin müthiş devletçilik anlayışı ile gerçekleşmiş olan Mekke’nin fethinin yıldönümü farklı farklı etkinliklerle kutlanmaktadır. Bizde Antalya olarak son yıllarda halkımızın yoğun teveccüh ile 31 aralık 2011 tarihinde saatlerimiz 19:30’u gösterirken dünyaca ünlü kurra hafızların katılacağı programın içerisinde farklı etkinliklerinde yer alacağı dilek sabancı kongre ve kültür merkezinde icra edeceğimiz muhteşem programımıza sizlerinde aracılığı ile tüm halkımız davetlidir.
-Geçen yılki programınız da yapmış olduğum gözlemlerde programınızın adeta izdiham oluşturduğunu görüyoruz. İnsanların veya büyük organizatör firmaların yoğun çalışmalarıyla yapılan programların bir çoğu fiyaskoyla sonuçlanırken, sizlerin üstelikle yılbaşı tarihine tekamül eden programlarınızın sadece Antalya’da veya il merkezlerinde değil , program yapılan her noktada izdihamlar oluşturmasının temel nedeni nedir; çalıştığınız organizatör firmanız var mıdır?
Tabi bu sormuş olduğunuz soru genelde çok karşılaşmış olduğumuz sorulardan, öncelikle bu program kuran sevdalısı Mekke aşığı fethe susamış gençlerimizin üstün gayretleri neticesinde, herhangi bir organizasyon firması veya herhangi bir kurumun extra katkısı alınmadan yapılan bir organizasyondur. Yaşanılan izdihama gelince; bizim insanımızın özünde kurana bağlılık yıllardır bunu silmek isteyen insanlara rağmen had safhadadır. Bizim insanımız gerek kuranın okunması gerek anlamlarının açıklanması hususu ile alakalı yapacağımız her hamlede, arkanızda durmuştur ve durmaya devam edecektir. Zaten zalimleri korkutan da bu deyilmidir.
-Sayın Metin son soru olarak lütfen yanlış anlamayın beni neden 31 Aralık ve yılbaşı gecesini tercih ediyorsunuz; Bu program alternatif bir program mıdır?
-Estağfurullah Sayın Yerdelen madde bir Mekke’nin fethi hadisesi miladi olarak 31 Aralık tarihine tekâmül etmektedir. Madde iki insanlar veya toplumlar kendileri alakalı hususlar karşısında reaksiyon gösterirler. 30 miladi olarak 31 aralık tarihi Müslümanlar açısında eksi yada artı herhangi bir değer ifade etmemektedir. Yani yılbaşı hadisesinde bizi ilgilendiren herhangi bir şey yoktur. Eğer bu hadise ile alakalı alternatif bir program yapılacak olsa bu programı şüphesiz ki Hristiyanların yapması ve bu safsatadan kendilerini kurtarması gerekir. Dolayısıyla bizim böyle bir saçmalık için alternatif düşünmemiz söz konusu bile değildir, çünkü hadisenin bizimle uzaktan veya yakında alakası yoktur.
-Gazetemizin baskıya girmesine saatler kala yoğun mesainize ve yol yorgunluğunuza bakmadan bize zaman ayırdığınız için teşekkür ediyorum son olarak söylemek istediğiniz herhangi bir şey var mı?
Aziz dostum Sayın Yerdelen biz size ve gazetenize teşekkür ediyor, 31 ARALIK MEKKENİN FETHİ VE KURAN ZİYAFETİ PROGRAMIMIZA DİLEK SABANCI KÜLTÜR VE KONGRE SALONUNA TÜM OKUYUCULARINIZI DAVET EDİYORUZ.