Terleme, vücut ısısının ayarlanması için gerekli olan fizyolojik bir mekanizmadır. Gün içinde yaptığımız bazı aktiviteler karşısında vücut terleyerek reaksiyon gösterebilir. Ancak, çoğu zaman sebepsiz yere görülebilen ya da yapılan aktivite bunu gerektirmemesine rağmen görülen aşırı terleme (hiperhidroz) hem kişiye, hem de çevresindekileri rahatsız eder. Medline Antalya Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Seçil Engin Uysal sebepsiz yere görülen aşırı terlemenin hastalık işareti olduğunu belirterek, “Aşırı terleme ciddi bir sağlık sorunudur. Farklı bir deyişle aşırı terleme, yaşamı tehdit edici bir durum olmasa da, zararsız da değildir. Hastaların % 30-35’inde aile hikayesi (genetik veya ırsi geçiş) görülmektedir. Vücudun her bölgesinde ter salgılanması sempatik sinir sistemi tarafından kontrol edilir ve dengelenir. Bu sistemin çalışmasının bozulması aşırı terlemeye yol açar.” dedi.
Hayatı olumsuz etkiliyor
Toplumdaki görülme sıklığı % 2-3 oranında değişen aşırı terlemenin, kişiyi ve çevresindekileri rahatsız edici bir durum olduğunu ve çoğu zaman bir hastalığı çağrıştırdığının altını çizen Dr.Seçil Engin Uysal şu bilgileri verdi:
“Vücudun kendisini soğutmak için günde 4-5 defa terlemesi normal olarak kabul edilmektedir. Zira terleme, egzersiz esnasında, sıcak veya soğuk havalarda vücut sıcaklığını ayarlamak için gerekli fizyolojik bir mekanizmadır. Terleme gerekenden çok fazla olursa; kişiyi huzursuz eden, can sıkıntısına neden olan, endişe veren, stres yaratan utandıran ve cildi tahriş eden bir tabloya yol açabilir. Bu durum kişinin başka kişilerle ilişki kurmasını, iş ve kariyer seçimini, ruhsal sağlığını ve kişisel görüntüsünü, yaşam kalitesini çok olumsuz etkileyebilir.”
Genetik etkenler önemli
Ciddi bir sağlık sorunu olarak görülen aşırı terleme yaşamı tehdit eden bir durum olmamakla birlikte, zararsız olarak da görülmüyor. Dr. Seçil Engin Uysal genetiksel nedenlerin aşırı terleme sorununda etkilii olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Hastaların % 30-35’inde aile hikayesi (genetik geçiş) görülmektedir. Vücudun her bölgesinde ter salgılanması sempatik sinir sistemi tarafından kontrol edilir ve dengelenir. Bu sistemin çalışmasının bozulması aşırı terlemeye yol açar. Aşırı terleme, kişilerde kendisini ‘bölgesel’ ve ‘yaygın’ terleme olarak gösterebilir. Genellikle bazı hastalıklarla birlikte görülür. Sıkça rastlanan sebepleri arasında; şişmanlık, ilaçlar, alkolizm, madde kullanımı, kalp ve akciğer hastalıkları, nörolojik hastalıklar, endokrin bozukluklar, gebelik, menapoz, enfeksiyon
hastalıkları, şiddetli psikiyatrik hastalıklar, raşitizm hastalığı bulunur.”
Terlemeye karşı önlemler
Kişi, terlemeye karşı kendi başına bazı önlemler alarak beraberinde gelebilecek bazı olumsuz durumlardan korunabilir. Bu önlemler şunlardır:
-Beyaz, hafif, pamuklu giysiler giyilmesi
-Temiz, havadar ortamlarda bulunulması
-Kurutucu pudra ve solüsyonların kullanılması
Çeşitli tedavi yolları var
Her geçen gün gelişen tıbbi yöntemler sayesinde terleme tedavisinde çeşitli ve etkin yöntemler kullanılmaya başlanmıştır. Bu yöntemler şunlardır:
İyontoforez:Bu yöntem düşük elektrik akımı ile terleme tedavisini öngörmektedir. El, ayak, koltukaltı için uygulanır. Hafif, orta vakalarda, haftada
yaklaşık 2 kez 1-3 ay boyunca uygulanır. Yöntem, terleyen bölgenin, içinden elektrik akımı geçen özel bir solüsyonda bekletilmesi mantığına dayanmaktadır.
Botox:Son yıllarda tüm dünyada tedavi edici etkisinin yanı sıra estetik amaçlı olarak da kullanılan botulinium toksin maddesi, günümüzde aşırı terleme için geliştirilen alternatif yöntemlerden biridir. Adale fonksiyonlarını geçici olarak durdurarak etkili olan bu ilacın ter bezi faaliyetlerini de geçici olarak durdurduğu keşfedildikten sonra bu ilaç terleme tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle koltuk altı, el ve ayak terlemelerinde tercih edilen botulunium toksin tedavisiyle bu bölgelerdeki terlemeye yol açan uyarılar azaltılmaktadır. Uygulanması, aşırı terleyen bölgelere cilt içine ve hemen altına ince iğneler ile enjeksiyonu şeklindedir. Avuç içi ve ayak tabanı gibi aşırı hassas bölgelerde ağrı fazla olacağından enjeksiyon öncesi bu bölgelere lokal anestezik madde enjeksiyonu yapılır veya topikal olarak anestezik maddeler sürülür. Uyuşma sağlandıktan sonra botulinum toksini yaklaşık 1,5-2 santimetre aralıklarla terleyen bölgeye deri içine az miktarlarda enjekte edilir. Etki 2-4 gün içerisinde başlar ve ortalama 6-9 ay boyunca sürer. Özellikle yazın bölgesel aşırı terlemesi olan kişilere bahar aylarında botulunium toksin uygulaması yapılarak yaz boyunca havalar serinleyene kadar rahat etmeleri sağlanabilir. Bu tedavisi gebeler, emzirenler ve
özel bazı nörolojik hastalığı olanlar dışında herkese uygulanabilir.
Sempatektomi: Terleyen bölgelerin sinirlerinin genel anestezi altında cerrahi olarak kesilmesidir. Göğüs-kalp-damar cerrahları tarafından uygulanır. Maliyeti yüksek bir işlem olup, işlem sonrası cerrahi bakım gerektirmektedir. Komplikasyon riski bulunan yöntemin geri dönüşümü ise yoktur. Koltuk altı terlemesinde cerrahi yöntemlerle bölgesel ter bezlerinin çıkarılması da ayrı bir tedavi yöntemidir.
Klipsleme: Sinir kesisi olmadan titanyumdan yapılan bir maddeyle sinirin klipslenmesidir. Geri dönüşümü mümkündür. Vazgeçildiğinde klips çıkarılabilir. Bütün bunlara ek olarak stresli kişilerde psikoterapi de tavsiye edilmektedir.