Home SAĞLIK Göçmenler sağlık hizmetlerine erişemiyor!

Göçmenler sağlık hizmetlerine erişemiyor!

310
0

Ülkemizde bulunan göçmenlerin sağlık sorunları ile ilgili olaylara her geçen gün daha fazla şahit oluyoruz. Verem Savaş Eğitim ve Propaganda Haftası(4-10 Ocak 2015) yaşanırken, Göçmenler, HIV ve tüberküloz sözcüklerinin aynı cümlede geçiyor olduğu acı bir olay, bir insanın ölümü gerçekleşti. İzmir’de Amina Tou Cady adlı Kamerunlu HIV taşıyıcısı ve Tüberkülozlu bir kadının hastaneye gönderilmek yerine Yabancılar Şubesi Geri Gönderme Merkezi’nde tutulması ve ardından gelen ölümü can yakıcı bir olay olarak gündemimiz oturdu

Konu ile ilgili, Türk Toraks Derneği Yönetim Kurulu tarafından yapılan ve Dernek üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan’ın hazırladığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Bilindiği gibi Türkiye yasal olarak Avrupa dışından gelen mülteci göçmen kabul etmemektedir. Sadece savaş nedeni ile komşumuz Irak ve Suriyeliler için özel bir uygulama  ile geçici korunma sağlanmıştır. Türkiye’ye bir yolla gelmiş olan ‘Göçmenler’ iltica için başvurmuş iseler Birleşmiş Milletler‘in aracılığı ile başka bir üçüncü ülkeye mülteci kabul edilinceye kadar devletin gösterdiği üç büyük kent dışındaki uydu şehirlerde ikamet etmek zorundadırlar. Fakat geçinme olanakları olmayan göçmenler için bu pratikte fazla mümkün olmamaktadır. Sokakta gördüğümüz gibi başta İstanbul olmak üzere özellikle büyük kentlerimizde hem bu iltica başvurusuna sahip olanlar hem de başvuruya sahip olmayanlardan (kağıtsızlar) oluşan göçmen sayıları hızla artmaktadır.

Ülkemizde bulunan Göçmenlerin sağlık sorunları ile ilgili kalıcı geçerli bir politika oluşturulmuş değildir. Mevcut Anayasa ve yasalarımıza göre bu kişiler birinci basamak ve acil sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanabilir görünse de bu çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Aile hekimleri kendileri için “ek yük” oluşturacak bu hastalarla uğraşmak istememekte, bazen yeni doğan göçmen çocukların aşıları bile yapılamamaktadır. Hastanelerdeki durum ise daha da vahimdir. “Yeşil Kart”lı muamelesi gören Suriye ve Irak kökenliler dışındaki göçmenler hastaneler başvurduklarında “Sağlık Turizmi” yasası kapsamında değerlendirilmekte, kendilerinden SGK’sız vatandaşlarımızdan istenen fiyatın 3-5 misli paralar istenmektedir.

Türkiye’de Tüberküloz tedavisi herkes için ücretsizdir. Bu bağlamda bahsedilen göçmenlerin Tüberküloz’a yakalandıkları zaman ayaktan bakım ve tedavileri ücretsiz olarak yapılmaktadır. Hatta çok pahalı “Dirençli Tüberküloz” ilaçları dahi bu kişilere ayaktan ücretsiz verilmektedir. Bu ülkemiz için yüz ağartıcı bir durumdur. Fakat eğer hastanın hastaneye yatırılması gerekiyorsa ve/veya bir laboratuar araştırması gerekiyorsa o zaman bunlar için de “Sağlık Turizmi” yasası devreye girmektedir. Kamu hastane yöneticileri bu hastaları hastaneye yatırmak istememekte acil durumlarda dahi muayene dışında bir işlem yapılmasından kaçınmaktadırlar. En son yayınlanan bir genelge ile “yasal” durumda olan Tüberkülozlu hastalar için hastanede ücretsiz tedavi için bir adım atılmıştır fakat uygulamada sorunlar devam etmektedir.

HIV/AIDS tedavisinde sorun ise çok daha ağırdır. Çünkü bu hastalık için ömür boyu gereken tedavi edici ilaçların ayaktan da olsa göçmenlere ücretsiz verilmesi mümkün değildir. Bu hastalığa yakalanan Göçmenlerin ölümü beklemek veya bir tedavi umuduyla memleketlerine dönmekten başka çareleri  kalmamaktadır.

Göçmenlere yapılan bu uygulama İzmir’deki olayda görüldüğü gibi birçok dramatik soruna yol açmakta ve bu olaylar giderek artmaktadır. Yabancılar Şubelerinde alıkonulan göçmenlerin hekime muayene olma imkanları ancak oradaki polis amirlerinin hasta tarafından ikna edilmesi  ile mümkün olabilmektedir.

Bizler ülkemizde birinci basamak ve acil sağlık hizmetlerinin (gerekiyorsa yatırılarak) herkes için ücretsiz yapılmasından yanayız. Aynı şekilde Tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıklara yakalanmış herkes için de ayaktan ve yatarak tedavi ücretsiz olmalıdır. Diğer durumlarda ise savaş ve sosyo/ekonomik nedenlerle ülkemize gelmiş Göçmenlere uygulanacak tedavi ücretleri  T.C yurttaşları ile aynı fiyat düzeyinde olmalıdır. “Sağlık Turizmi” fiyatlandırılması ancak özel olarak tedavi için ülkemize gelmiş ödeme gücü olanlara uygulanabilir.

Previous articleKorkmayın! Düşünün! Değişin! Özgürleşin!..
Next articleAkdeniz Üniversitesi ve TÜZYEKSAV’dan dev protokol